Skip to main content

Dünya görüşünüz gerçeklere mi dayanıyor?

Alltech'in başkanı ve CEO'su Dr. Mark Lyons, Alltech ONE Fikirler Konferansı'nın açılışında, “Üzerinde anlaşmaya varılmış bir dizi gerçeği bulmakta hem bireysel hem de toplumsal olarak zorlanıyoruz” demişti. Peki, parmaklarımızın ucunda bu kadar çok veri varken, gerçekler üzerinde anlaşmak neden bu kadar zor?

Dr. Lyons birkaç yıl önce “Factfulness-Gerçeklik” adlı bir kitapla tanıştığını ve bu kitabın dünyaya bakış açısını değiştirdiğini söylüyor. O zamandan beri, kitabın yüzlerce kopyası dünyanın birçok yerindeki Alltech ekip üyesine dağıtıldı.

Kitap, Hans Rosling tarafından oğlu Ola Rosling ve gelini Anna Rosling Rönnlund’un katkılarıyla yazıldı. Aile üyeleri, yanlış anlamalarla mücadele etmek, gerçeklere ve global eğilimlere ilişkin verileri herkesin anlayabileceği şekilde sunmak için Gapminder'ı kurdu. Rönnlund aynı zamanda fotoğrafa olan tutkusunu yansıtan ve  gerçeklere dayalı bir dünya görüşünü destekleyen resimler ve videolar kullanan Dollar Street'in de kurucusu.

Anna Rosling Rönnlund “Ya gerçekler hakkında yanılıyorsak?” diye soruyor. “Peki, o zaman doğru olanı yaptığımızdan nasıl emin olabiliriz?”

Dünyada olup bitenlerle ilgili gerçekler nelerdir?

Dünya sorunlarla dolu. Başta gelenlerden birkaçını söylemek gerekirse, iklim değişikliği ve COVID-19 en hararetli konulardan ikisi.

Konferans katılımcılarının dünya görüşleriyle ilgili bir iç görü sunabilmek amacıyla Rönnlund, intihar vakalarından, düşük gelirli ülkelere, çiftçilik dünyasından plastik atıklara kadar çeşitli konularda kısa bir test yapmayı önerdi. Test için tıklayınız.

Doğru olan gerçekler!

1. Son 20 yılda intihar oranı %25 azalmıştır.

2. Düşük gelirli ülkelerin oranı %9'dur.

3. Plastik atıkların %6'sı okyanuslara karışmaktadır.

ONE katılımcılarının yanıtlarına göre test sonuçlarının değerlendirmesi ise şu şekilde:

Sonuçlara baktığımızda, katılımcıların 18 sorudan yalnızca ortalama 4.7'sini doğru yanıtladığını görüyoruz. Elde edilen sonuçlar, görünüşe göre, dünyaya bakış açımızın genellikle gerçeklere dayanmadığını ve sonuç olarak yargılarımızı bulandırabileceğini gösteriyor.

Çarpık bir dünya görüşüne ne sebep olur?

Rönnlund, yanılgıların sıklıkla nasıl oluştuğuna dair üç neden üzerinde duruyor.

1. Okulda öğrendiklerimizin modası geçti.

2. Etrafımızda gördüğümüz, gerçekliğin sadece küçük bir bölümüdür.

3. Haberler çok abartılı. Geçmişte “Dün, tüm trenler yine zamanında geldi.” gibi haberler varken, bugün yalnızca olağanüstü olayları duyuyoruz.

Dünya görüşümüzü nasıl güncelleyebiliriz?

1. Bir gerçeklik kontrolü yapın.

Ufkumuzu genişletmek ve sıradan şeyler hakkındaki gerçeği görmek için Rönnlund, gerçekten neler olduğuna dikkat etmemizi öneriyor.

İnsanların gerçekten nasıl uyuduklarına, dişlerini nasıl fırçaladıklarına, hatta tuvalete nereye gittiklerine bakmamız gerektiğini söylüyor. Farklı ülkelerde ve farklı gelir seviyelerinde olsak bile, çoğumuz oldukça benzer günlük mücadeleler yaşıyoruz ve  bu gündelik gerçekleri görmemiz gerekiyor.

Dünya çapında farklı gelir seviyelerine sahip hanelerden, eşya ve etkinlik resimlerini buradan görebilirsiniz.

2. Verilere bakın.

Sadece gündelik gerçekliği görmek de yeterli değil. Verilere de bakmamız gerekiyor.

Örneğin, yasal kölelik ya da felaketlerden kaynaklanan ölümler neredeyse tamamen ortadan kalktı. Artık daha az çocuk ölüyor, daha fazla çocuk aşılanıyor ve seçilebilecek daha çok film var.

Yani, aslında pek çok şey gelişiyor, ancak bu yavaş eğilimleri global düzeyde görmekte çok başarılı değiliz. Bunun yerine ana akım medyada yer alanları ya da etrafımızdaki dramayı görüyoruz.

Elbette, hala çözülmesi gereken birçok sorun var. Ama, dünya birçok yönden daha iyiye gidiyor. Veriler ve global eğilimler hakkında yanılmamız, yanlış sorunları çözmemiz veya yanlış sırayla çözmemiz anlamına geliyor.

3. Beyninizi kandırın.

Eğitim seviyemiz ne kadar yüksek olursa olsun, gerçekleri ne kadar biliyor olursak olalım dünya değişmeye devam ediyor. Bu arada, beyinlerimiz dramatik hikayeleri global gelişmelerle ilgili gerçeklerden daha çok sevmeye devam ediyor. Öğrenmeye çok fazla zaman harcamaktan ziyade beynimizi daha akıllı olması için kandırmanın bir yolunu bulmalıyız.

İşte tam da bu noktadan hareketle, “Factfulness-Gerçeklik“ kitabının yazarları, zihnimizdeki dramatik içgüdüleri kontrol etmek için “10 Başparmak Kuralı”nı geliştirdi.

Başparmağın 10 Doğruluk Kuralı nelerdir?

1. Boşluk İçgüdüsü: Dünyayı fakir ya da zengin gibi bölünmüş olarak düşünme eğilimindeyiz. Ancak çoğunluk ortada.

2. Olumsuzluk İçgüdüsü: Beynimiz, duyduklarımız yüzünden işlerin daha da kötüye gittiğini düşünebilir, ancak bazen kendimize şu soruyu sormalıyız: Gelişmelerin hiç mi  bir katkısı yok?

3. Düz Çizgi İçgüdüsü: Bir trend gördüğümüzde, devam edeceğini düşünme eğilimindeyiz. Ancak, çizgiler bükülür ve değişirler.

4. Korku İçgüdüsü: Çoğu zaman dramatik ve ilginç hikayeler görür ve ararız.  Beynimiz de gerçeği aşırı dramatize eder.

5. Boyut İçgüdüsü: Rakamlar toplandığı için global düzeyde duyduğumuz her şey çok büyük görünüyor. Ama karşılaştırmamız, bölmemiz ve her şeyi perspektife koymamız gerekiyor.

6. Genelleme İçgüdüsü: Örneğin, insanları bir arada gruplandırma ve farklı geçmişlere sahip olsalar bile hepsinin aynı olduğunu düşünme eğilimindeyiz.

7. Kader İçgüdüsü: Kader yüzünden hiçbir şeyin yapılamayacağını düşünmek, değişim çalışması yapmak için kötü bir zemindir.

8. Tek Bir İçgüdü: Bir çekicimiz olduğunu düşünmeye meyilliyiz ve onu gördüğümüz her şeyde kullanmak istiyoruz. Ancak akıllı kararlar vermek için bir araç kutusu kullanmamız gerekiyor.

9. Suçlama İçgüdüsü: Bu, bazı insanları işaret ederek, işlerin kötüye gitmesinden dolayı suçluluk duymaya zorlama içgüdümüzdür.

Loading...